yuce sevgim
  Ateş Ve Suyun Aşkı
 

Ateş Ve Su

Ateş bir gün suyu görmüş dağların arkasından. Sevdalanmış deli dalgalarına, yüreğinin duruluğuna.
Ateş, suya:
—Gel sevdalım ol! Demiş.
Su dayanamamış ateşin gözlerinde ki sıcaklığa, ‘Al demiş yüreğimi’, sarılmışlar delice. Zamanla bakmışlar ki ya kendileri yok olacak ya da aşkları. Ateş kaderini de alıp uzak diyarlara gitmiş. Su buna çok kızmış, ama sevdasından aramış günlerce ateşi.
Su bir gün bulmuş ateşi. Bakmış ki ateşin gözlerinde ki sıcaklık hala duruyor.
Su, o an anlamış.
”AŞKIN BAZEN GİTMEK OLDUĞUNU AMA GİTMENİN YİTİRMEK OLMADIĞINI” ***
 
Gitmek. Hayatın kendisi bile gitmek üzerine kurulu. Doğuyorsun, büyüyorsun ve zamanı gelince gidiyorsun.
Gidiyor insan.
Diğer dünyaya göçüyorsun yaşanmış ya da yaşanmamış eski bir hayat bırakarak ardında. Silinse de üzerinde gezdiğin topraklardaki ayak izin, hiçbir şey değiştirmiyor bu dünya da vardın ve sana ait bir şeyler hala var burada.
Gidiyor insan.
Şehrini değiştiriyorsun. Yeni insanların arasına atıyorsun kendini. Ve şimdi farklı bir şehirde, daha önce hiç görmediğin bir musluktan su içerken hiçbir şey değiştirmiyor bunca yıl doğup büyüdüğün o topraklarda kana kana içtiğin suyun hala damarlarında dolaştığını.
Gidiyor insan.
Evini değiştiriyor. Başka sokaklardaki kaldırım taşlarına söylemek için şarkılarını. Dört duvar arasında unuttuğunu sandığın şeyin unutamadığın olduğunu anlayınca, farkına varıyorsun hiçbir şey değiştirmiyor, kaçıp uzaklaşmak istediğin eski evinin duvarlarında hala sahnede oyuncular ve hala yankılanıyor sesin. Simsiyah bir perdenin arkasında.
 
 



 

 





 

 

 

 

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol