yuce sevgim
  Arzu ile kamber
 
 




ARZU İLE KAMBER
Bundan asırlar önce Anadolu’nun değil de Suriye taraflarından bir köyde bir fakir Kamber yaşarmış. Babası ölüp yetim köye Daraz Beyleri köyünden gelin gelmiş olan garip anası ile köyde biçare kalmışlar. Köyde bulunan ve babasının dayısının bolca olan koyunlarını güdermiş. Adam Kamber’i çok sever ve üç tane kızı olan adam yeğeninin oğlu olan ve babası öldükten sonra ona emanet kalan Kamber’e “Oğlum benim koyunlarımı güt, ben başka bir yabancı çoban tutmayayım, sen de kızlarımdan hangisini beğenirsen onu sana nikâhlayayım” demiş.

Bir müddet bu işi yapan Kamber’in bu arada annesi de vefat etmiş. Kamber tek başına yapa yalnız kalıvermiş koca köyde. Dayısının koyunlarını güdüyor, gününü gün ediyormuş ama çok da güzel bir karayağız delikanlı imiş Kamber. Bu köyde bir de güzelliği dillere destan bir kız varmış. O da anadan babadan yetim, ninesi (babaannesi) ile birlikte yaşıyormuş.

Kamber’in yakışıklılığını o da duyar, Kamber de onun güzelliğini duyar ama Arzu’yu nerede görecek, bir türlü göremez… Ama Arzu onun koyunları suladığı köy çeşmesine bir gün testisini doldurmaya gider ve Kamber’i çeşme başında yatarken görür. Testiyi doldurur ve biraz gürültü çıkarır ve Kamber’in uyanmasını sağlar. Ama Kamber bu kıza bir şey söyleme cesaretini kendinde bulamaz. Kız kolundan bileziğini çıkarır ve çeşmenin testilik taşına koyar
(böyle testileri kadınlar dalına kolay yüklenebilmesi için özel testi taşları vardı çeşme başlarında) ve gider. Yarım saat sonra gelir ve bileziğini bulup bulmadığını, görüp görmediğini Kamber’den şu şekilde sorar:

Ben testimi doldurdum
Doldu diye kaldırdım
Yıkılası şu pınarda
Ben bileziğimi çaldırdım.

Kamber:
Ben pınara varmadım
Elimi yüzümü yumadım
Gözüm kör olsun Arzu
Ben bileziğini bulmadım.
Ama bileziği aslında almış olan Kamber cesaretlenir kıza bir beyit atar:
Evimizin önü suluk
Su çekerler tuluk tuluk
Bileziğini bulana gelin Arzum
Ne var acaba muştuluk(müjde).

Arzu da şu cevabı verir hemen:
Evimizin önü suluk
Su çekilsin tuluk tuluk
Bileziğimi sen bulduysan Kamber ağam
Arzu kız sana muştuluk.

Kamber de bileziği verir ve Arzu ile tanışırlar. ÇEŞME BAŞINDA SOHBET
Her gün o çeşme başında buluşurlarmış. Bu durumu Arzu’nun ninesi olan cadı karı duyar ve Arzu’yu bu sevdadan vazgeçirmeye çalışır. Bu arada Kamber’in dayısı da duyar. Bu olayları dayıkızları Kamber’e Arzu’yu kıskanmalarından dolayı kötülük yapmak isterse de akıllı ve olgun bir insan olan dayı buna müsaade etmez. Kamber’i koyun çobanlığından uzaklaştırır. Ama Kamber’i yanına çağırıp “Kamber oğlum eğer başın sıkışırsa maddi manevi senin her zaman destekçin ve yanında olacağım, sen bana yeğenimin emanetisin” der.

Kamber artık Arzu’nun sevdasından dağlarda, köylerde gezer olur, gözü başka kimseleri görmez. Bir gün Arzu’nun ninesi cadı kadın bunların sevdasına engel olamayacağını anlayınca Arzu’ya der ki: “Arzu kızım, bugün Kamber’i yemeğe çağır ona bir yemek yedirelim ve sizin işinizi konuşalım.” Aslında fikri Kamber’i zehirlemekmiş… Arzu sevinçle Kamber’e koşar ve der ki: “Kamber ağam, ninem seni bu akşam yemeğe çağırdı, nihayet gönlü seni sevdi. Bizim sevgimize saygı gösterdi.” Eve gelir nine çeşitli yemekler hazırlıyor… Köyde bir tanıdıklarının çırağı olan Arap Arzu’nun evine girer… Arzu bu Arap ile ninenin konuşmalarını duvarın ardından dinler. Arap çok şiddetli bir zehir getirmiştir. Yemeklere bu zehir atılacak ve o gece Kamber zehirlenip öldürülecek. Nine Arap’ı da kandırıyor… “Arzu’yu bu Kamber’den kurtaralım sana veririm” diyormuş. Akşam Kamber sevinçle Arzu’nun evine gelir ve bakar ki yemekler sofraya konmuş, envai çeşit hepsi türüm türüm, birbirinden güzel ama Arzu bir kenarda surat asmış duruyor.
Kamber aşk dili ile Arzu’ya bir beyit atar:
Arzum yasa batmışsın
Kaşını gözünü çatmışsın
Sofraya teklif olmuyor gelin Arzum
Sen sofraya yan bakmışsın.

Arzu Kamber’e dönerek:
Arzun yasa dünden battı
Kaşını gözünü çattı
Sofraya yan bakılmaz amma Kamber ağam
Domuz ninem ağu kattı.

Bunları işitince Kamber sofraya tekmeyi vurur, evden çıkar gider. Ve o yemeği yemez. Yine dağlara çıkıp gidecektir… Arzu ile son bir kez konuşmak isterler ve kapı önünde gizlice buluşurlar… Arzu “Kamber ağam senin Daraz beğleri köyünde dayıların yok mu?” “Var”, “Eee git onları alıp gel, beni onlarla kaçır” der. Kamber bu fikre sıcak bakar ve doğru Daraz beğleri köyündeki dayılarına gider ve yardım ister. Onlar da “hay hay yeğenim gidelim” derler. Birkaç atlı gelirler ama köy uzak olunca 8-10 günde ancak gelirler.

O gece Arzu ile kamberin konuşmalarını duyan cadı karı köyün mezarlıkları arasına bir ateş yakar, elinde bir yağ tavası orada pişi yapmaya başlar. Ve Kamber dayıları ile yanına gelir sorar “ne oldu nine ne yapıyorsun burada böyle?” Cadı karı yalandan, numaradan başlar ağlamaya ve derki “hay Kamberim sen gidince Arzum senin buralardan kaçıp gittiğini düşünerek gara sevdandan yataklara düştü ve öldü, onun pişisini pişiriyorum” der. Gamber buna çok üzülür ve dayılarına der ki, “Dayılarım size çok eziyet oldu ama kusura bakmayın, ne yapalım bu bizim kaderimiz, siz gidin artık size ihtiyacım yok, Arzum ölmüş” der. Dayıları atları ile geriye dönerler giderler. Ertesi gün Kamber köyde üzgün dolanırken bir de bakar ki Arzu karşısına çıkar ve şöyle bir beyit atar:
Evimizin önü badem
Çıkam dallerin ufadem (ufak ufak kırmak)
Seni Daraz beğlerine gitti derler Kamber ağam
Hani senin ile gelen Adam.

Sözü Kamber alır:
Evimizin önünde badem
Çıkam dallerin ufadem
Daraz beğlerine gitim amma gelin Arzum
Geri döndü gelen Adam. BAŞKA KÖYE HABER SALINIRArtık bu kadar uğraşmadan sonra kavuşamayacaklarını akıllarına koyan gençler başka başka bahaneler ararken Arzu’nun ninesi başka bir köye haber salar. Orada nüfuzlu ve zengin bir adamın oğluna arzuyu nişanlamak ister. Kim istemez Arzu kızı; çok güzel dillere destan bir kız ve o köyde habire dünürcüler gelip gitmektedir… Nihayet iş tamam olur o yabandan gelenlerin oğluna Arzu nişanlanır. Yine Arzu ile Kamber bir buluşmalarında şu kararı alırlar: Kız o köye gelin giderken “ben Kamber’in atından başka ata binmem” diyecek ve Kamber de atını gelinin altına çekecek, giderken yolda bir fırsatını bulup beraber kaçacaklar.

Nihayet gün gelir çatar, Arzu kayınpederi olacak adama der ki “ben Kamber’in atından başka ata binmem, benim gelin atım Kamber’in atı olacak.” Kayınpederi olacak adam da buna rıza gösterir ve nihayet Arzu, Kamber’in eyerlenmiş atına biner. Önde çalgılar çengiler o damadın köyüne doğru gelin alayı yürür. Burada Kamber hüzünlenir ve şu beyti atar:
Altaylar doru taylar
Geçilen coşkun çaylar
Yiğit garip olursa
Nişanlısını el paylar

Kız atın üstünden bu kaçışın bu kalabalıkta zor olacağını tahmin edince şöyle bir beyit de o atar:
Vay mengiler mengiler
Çalmaz olsun çengiler
Sana yaramayan ak topukları Kamber ağam
Goy sıksın şu üzengiler.

Ve üzengiye ayağını sıkıştırır(üzengi atın eyerindeki ayak basacak alet) ve artık güveyinin köyüne yaklaşılmıştır, ayrılık yakındır.

Alır Kamber sözü diline:
Arzum gelin atında
Elleri eyer kaşında
Seni eller saracak gelin Arzum
Saçlar savrulur başımda

Bu hüzünlü havaya ağlayan Arzu atın üstünden şöyle seslenir:
Eyer kaşına yatayım
Nasıl çalım satayım
Atımı çeken Kamber ağam
Dön de yüzüne bir bakayım.

Kamber döner Arzu’ya bakar ve şöyle der:
Yel eser kum savrulur
Can başıma çevrilir
Eğil de bir yol öpeyim gelin Arzum
Şimdi yolumuz ayrılır.

Ve gelin kalabalıkta kimseler görmeden bir öpücük verir Kamber’e…
Ve Kamber o anda kendinden geçer, gözleri yaşarır, içten bir ses ile şöyle der:
Koyun kuzudan olur
Ekmek pazıdan olur
Bunlar Allah’ın emridir gelin Arzum
Her şey yazıdan olur.

Kadere rızadan sonra da şu bedduada bulunur Kamber:
Vardığın gün yârin ölsün
Ak topuklar bana kalsın
Kavuşmak mahşere kaldı Gelin Arzum
İki beden birbirini bulsun. DONA KALIR
Böylece atın yularını salıveren Kamber gelin kafilesinden ayrılır ve oracıkta yol kenarında adeta taş gibi donar kalır.

At gelini götürür ve güvey evine indirir. Gece güveyi gerdeğe katılır. Ve geleneklere uygun olarak hemen iki rekât namaz kılmak için zifaf odasında hazır olan seccadeye namaza durur. Bir müddet durduktan sonra odanın bir kenarında oturmakta olan Arzu güveyiye namazın bitmedi mi elin oğlu der ve hafifçe dokunur. Damat olduğu yere yığılıp kalır, adam ölmüştür. Arzu hemen evden dışarı seslenir, “gelin ağalar oğlunuz öldü” der onlar da acılarından Arzu geline filan bakmazlar… Arzu evden çıkar, dağlara doğru koşmaya başlar. O güveyinin öldüğü anda Kamber de o atı bırakıp kaldığı yerde o da ölmüştür.

Arzu dağa gider at ise Kamber ağasının başına gider başlar orada acı acı kişnemeye başlar. Bu atın sesini duyan Arzu gelin bakar ki at kişneyip durur. “Bu… Kamber’in atının sesi” diye ses gelen yana varır, bakar. Kamber yerde yatıyor. Arzu da dua eder “Allah’ım benim canımı da şuracıkta al, beni Kamberimden ayırma” der. Allah duasını kabul eder ve o da Kamber’e sarılı vaziyette ölür. Arzu’dan hiç haber alamayan nine cadı karı Arzu’yu verdiği köye gider. Ve acı durumu öğrenir… Kamber’in kayıp olduğu yere koşarak gelir bakar ki Arzu ile Kamber orada, kucaklaşmış ölü vaziyette yatıyorlar. Onların bu sevda durumunu hiç kendi içine sindiremeyen cadı karı da Allah’tan o anda ölüm ister ve Arzu ile Kamber’in aralarına yatar. Onunda isteği Allah tarafından kabul edilir, o da oracıkta ölür. “Arzu ile Kamber iki gül ağacı olurlar tam büyüyüp birbirlerine kavuşacakları zaman aradan cadı karının cesedi diken olarak çıkar, onları asla kavuşturmazmış” derlerdi eski atalarımız.


Hacca giden hacıların yolu üzerinde imiş bu mezarlar, her yıl hacılar bu çatla dikeni denen cadının dikenini aralarından keserlermiş ama öbür yıl yine büyürmüş… Allah onlara gani gani rahmet eylesin. Masala göre onlar erememiş muradına ama biz yine de çıkalım kerevetine.

 

 

 

Arzu ile Kamber'in aşk hikayesi'de tıpkı Leyla ile Mecnun Ferhat ile Şirin'in aşk hikayesi gibi sonu hüzünle biten bir hikayedir.Bir bezirgana saldıran eşkiyalar bezirgandaki herkesi öldürürler sadece küçük bir bebek sağ kurtulmuş olur.Bu küçük erkek bebeği çocukları olmayan bir aile evlatlık edinir ve ismini Kamber olarak koyarlar.Bir süre sonra bu ailnin bir'de kız çocukları dünyaya gelir ve bu kızın ismini'de Arzu olarak koyarlar.

Birlikte büyüyen ve kardeş olmayan Kamber ile Arzu bir birlerini kardeş olarak bilirler.Büyüyüp gençlik çağına gelen Arzu ileKamber günlük yaşantılarını kardeş gözüyle birlikte sürdürürken bunların gerçek kardeş olmadıklarını bilen komşu kadınlardan biri bu iki genci bir birine çok yakıştırdığı için ikisini'de yanına çağırarak kardeş olmadıklarını Arzu ile Kamber'e anlatır.

Arzu'nun annesine konuyu açan Kamber ile Arzu Arzu'nun annesindende kardeş olmadıkları gerçeğini öğrenirler.Yaşamlarına devam eden Arzu ile Kamber arasında bir süre sonra bir yakınlaşma doğar ve bir birlerine aşık olurlar.Bu aşkı duyan Arzu'nun annesi Kızının Kamberle evlenmesine şiddetle karşı çıkar ve sonunda kamberi evden kovarlar.Yağız bir delikanlı olan Kamber köyde zengin birinin koyunlarına bakarak çobanlık yapar.

Hem çobanlık yapan hemde Arzuyu görmek için hayal kuran Kamber bu isteğini bir türlü gerçekleştiremez.Arzu'da tıpkı Kamber gibi Aşkından yanıp Tutuşuyor ve kamber'i görmek için can atıyor.Kamber'le görüşmesi yasaklanan Arzu Kamberle görüşmek için çare arar ve Kamber'in koyunlarına hangi pınarda su içirdiğini öğrenir.Su almak bahanesiyle testisini alır ve Kamber'in bulunduğu pınara gider. .

Testisini suyla dolduran Arzu bileziğini çıkararak bir taşın üzerine bıraktıktan sonra Testisini alıp eve döner.Annesine pınarda bileziğini unuttuğunu söyleyerek tekrar pınar'ın başına döner ve biran gürültülü bir biçimde suyu karıştırarak gölete taş atar maksadı Kamber'i uyandırmaktır.Kamber uyanır ve karşısında Arzu'yu görünce çok sevinir bileziğin Arzuya ait olduğunu anlayan Kamber Bileziği Arzuya verir ve iki aşık bir süre sohbet ederler.

Vakit geldi diyerek bir birinden ayrılan aşıklar bu pınarın başında gizlice görüşmeye devam ederler.Kamberle Arzu'nun buluştumlarını duyan Arzu'nun annesi kızını pınara gitmesini engellemeye çalışır.Bu arada başka bir köyde oturan ve Arzuyu isteyen Zengin bir aileye haber gönderilir bu aileye gelip Arzuyu oğullarına istemeleri söylenir.Arzu Kamber'e haber göndererek başka bir köydan gelip kendisini isteyecekleri söyler.

Arzu'nun başkası tarafından istendiğini duyan Kamber üzüntüsünden deliye döner ve köyü terkederek dağlara çıkar köy köy dolaşıp Arzu'nun aşkına Türküler söyler.Sonunda Arzu ailesinden istenir ve düğün günü gelip çatar.Her iki aşık'da aşklarından yanıp kül olmuşlar fakat dönemin gelenekleri ve aradaki kara çalılar bu aşka engel olmaktadır. Arzu Kamber'in bir arkadaşıyla gelin gideceği günü haber verir.

Sonunda düğün halayı gelir ve Arzu ata bindirilerek yola çıkılır.Kamber'de Atına binerek düğünün geçeceği bir köprünün başında düğün halayını beklemeğe başlar amacı Arzu'yu buradan kaçırmaktır.Düğün halayı'nın yaklaştığını gören Kamber kum fırtınasının çıkması için dua eder Allahtan kum fırtınası çıkar ve düğün halayındakiler bir birini bile zor görmektedirler.Kamber bu durumu fırsat bilerek gelinin Arzu olup olmadığını anlamak için gelinin duvağını açar ve arzu olduğunu görüncede kendi atına binmesini söyler .

Arzu'nun müstakbel kayın babası neden at değiştirmek istediğini sorar Arzu'da bu at daha iyi daha rahat yürür'de ondan diyerek Kamberin atına biner Düğündekiler Kamberin düğün halayından biri olduğunu zannederek ses çıkarmazlar.Bir süre yürüdükten sonra kalabalığın içerisinden arzuyu kaçıramayacağını anlayan Kamber atın gemini arzuya bırakarak yolun kenarına çekilerek oturur.

Arzu'da çaresiz kadere boyun eğerek evleneceği kişinin köyüne gider ve düğün halayı gelini eve getirdikten sonra dağılır.Kamber oturduğu yerde kas katı kesilerek aşkının kahrından ölür.Akşam olur ve damat Gelin Arzu'nun odasına gidip biraz sohbet etmek ister köşesine çekilmiş olan Arzu üzgün ve bitkin bir biçimde müstakbel kocasının konuştuklarını acı içinde dinler.Adamın oturduğu yerde kaskatı kesildiğini gören Arzu bir süre bekledikten sonra ne olduğunu anlamak için kalkıp adama dokunur mustakbel kocası'nın öldüğünü anlayınca ev halkına seslenir ve oğullarının hareketsiz yattığını öldüğünü haber verir.

Ani ölüm acısıyla şaşkına dönen hane halkı Arzuyu unuturlar bunu fırsat bilen Arzu dağlara doğru koşmaya başlar maksadı Kamber'i bulmak ve ona ulaşmaktır.Arzu vardığı damat evinde Kamber'in atından iner inmez at geri dönerek sahibi Kamber'in cansız bedeni'nin üzerinde bekleyip kişnemeye başlar.Atın kişnediği yöne doru giden Arzu Kamber'in'de öldüğünü görür ve ahu figan ederek Kamber'in cansız Bedenine sarılır.Bir süre figan ettikten sonra Allahına kendi canını'da alması için dua eder ve Arzu'da Allah'ın emriyle Kamber'in yanında ölür.İki aşığın mezarları öldükleri yolun kenarında yan yana kazılarak defnedilirler.

Her hayat hikayesi sonra masallaştırılır.Yukarda masalını okuduğumuz aşk hikayesi nin gerçek hayat hikayelerini de aktarmak istedim.



 

 

 

 



 


 

 

 


 

 

 



 

 





 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol