yuce sevgim
  istasyonda olum korkusu
 
 

İSTASYON OLUM KORKUSU

Kurtuluş savaşının en çetin anlarıydı. İngilizler tarafından gözü Anadolu toprakları ile döndürülmüş Yunanlıların yakıp yıkarak saldırdığı acımasız zamanlardı yaşanan. Akıllarında anneleri, bacıları, babaları; yüreklerinde saf vatan sevgisini barındıran yiğitlerin �Allah Allah� nidalarıyla ölüme koştukları günlerdi. Adını analardan alan Anadolu�nun kanla sulandığı anlarda kadınlar, erkeklerden daha yiğitçe mücadele ediyorlardı. Siper kazıyor, cephane taşıyor, hastanelerde ça lışıyor, gerektiğinde erkeklerin yanında silah atıyorlardı. Bu yiğitler yiğidi kişilerden biri de Der Saadet�ten gelen Lale Hemşire idi.
Londra�da hemşirelik eğitimi gören Lale hemşire, yurduna saldıran alçaklara karşı göğsünü siper etmek istediği için Der Saadet�ten Anadolu�ya geçmişti. Havada duyulan ölüm kokusu umurunda değildi, biliyordu Hakkın vaat ettiği bağımsızlık günlerinin pek yakın olduğunu.
Derme çatma bir çadırdı hastane denen yer. Bir doktor, gönüllü birkaç hemşire, yetersiz birkaç parça ilaç ile hastane denebilirse tabi� Savaş kızıştıkça yeni yaralılar taşınıyordu hastaneye. Biri iyileşirse veya ölürse, yerine hemen beş altı yaralı geliyordu. Doktor ve hemşireler yetersiz kalıyorlardı.
Yine ölüm kokusunun ve umutsuzluğun koktuğu bir gece geldi Ali Yüzbaşı hastaneye. Göğsünün hemen altından kahpe bir şarapnel vurmuştu korkusuz aslan parçasını. Yarası ağırdı. Sedyede hastaneye geldiğinde gözleri temas etti Lale hemşireyle. İkisi de gözlerini birbirinden ayıramadı. Destek vermek için elini sıkıca kavradı yiğidin. Yüreğinin sıcaklığını, umudunu kavradı yiğidin ellerinden Lale hemşire. Hemen ameliyata alındı. Saatlerce süren, ilaç yerine fedakârlıkla yapılan ameliyat�
Ameliyattan sonra güçlü bünyesi Ali Yüzbaşı�nın çabuk toparlanmasını sağladı. İlacı zaman oldu yiğidin. Ne var ki başka bir ateş düşmüştü gönlünün tam ortasına. Dilinin ucuna gelen, söyleyemediği bir ateş�
Cepheden gelen umutsuzluk rüzgarı ne Lale hemşire�nin ne Ali Yüzbaşı�nın yüreğine uğramıştı. Birkaç gün içinde ayağa kalkabilecek duruma gelmiş olan Ali Yüzbaşı cepheden gelen haberler üzerine hastaneden ayrılmaya karar vermişti. Bir gece Lale hemşire, yaralı yaralı giyinip ayağa kalkmış ve hastane dışına çıkan bir asker gördü.
Lale: �Ne yapıyorsunuz siz?�
Asker: �Biraz hava alacağım bacım�
Hava almaya çıkmadığını, ateşe koşan böcekler gibi cepheye koştuğunu gözlerinden anlamıştı Lale hemşire. O anda Ali Yüzbaşı�yı gördü. O da giyiniyordu. Hemen yanına geldi.
Lale: �Daha iyileşmemiştiniz�
Ali: �Bu zamanlar yatmak zamanı değil hanımefendi�
Lale: �hemen doktora haber vereceğim�
Ali o anda Lale�nin ellerinden tutup kendine çevirdi kuş gibi hafif genç kızı.
Ali: � Trenin cepheye kalkmasına yarım saat var. Sadece yarım saat sonra istediğinizi yapın�
Ali başka şeyler de demek istedi. Sevdiğini söylemek istedi, ama yüreğindeki kelimeler ağzından çıkmadı. Lale hemşire�nin yanaklarını okşadı ve dikkatlice baktı genç kızın yüzüne. Sonra aniden hastane kapısına yürüdü. Kapıda iken durdu, arkasına baktı. Lale�nin ona şefkatle bakan yüzüne bir kez daha bakıp ezberine almak istedi. Gülümsedi ve ölüm kokusunun olduğu istasyona doğru hareket ederken Allah�a dua etti. Sevdiğine, bağımsızlık günlerinde kavuşması için dua etti ve ateşe koşan böcekler gibi gitti.


 



 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol